3 Temmuz 2018 Salı

TÜRKİYE'DE BİR BİSİKLET ŞEHRİ: ESKİŞEHİR!!!

Yaklaşık olarak bir haftadır bu şehirdeyim. Geldiğim ilk günden beri nereye baksam bisiklet görüyorum, nereye dönsem bisikletli birine denk geliyorum. Şehrin her caddesinde, her sokağında bisiklet var. Kendimi bisiklet cennetine düşmüş gibi hissediyorum. Ülkemizin bazı şehirlerinde caddede bir bisikletli görünce üzerine mal bulmuş Mağribî gibi atlayan dostlarımızın var olduğunu biliyoruz. Eskişehir'e gelmesinler sakın, deli zannıyla hastaneye kaldırılabilirler. Hangi birinin üzerine atlayacaksın be sevgili kardeşim???!!!

Eskişehir, bisikletin ve bisikletçiliğin gelişmesi için uygun bir coğrafi yapıya sahip. İklim konusunda bir şey söyleyemem, zira sadece yaz mevsimini gördüm. Yazın da akşamları mont giymeden olmaz, üşütüyor vallaa. Kısa mesafelerde büyük yükseklik farkları yok. Benim tespit edebildiğim 3 tane tepe var şehir içinde. Bunların da en büyüğünde yükseklik farkı 100 metreyi geçmiyor. Şelalepark tırmanmasının bazı bölümlerinde %10'a varan ve yer yer geçen eğimler var. Şehrin geri kalanı neredeyse dümdüz. Odunpazarı'ndaki eski yerleşim yerleri hariç dümdüz bir şehir sayılır. Bu açıdan bisikletin gelişmesi ve kitleselleşmesi için müsait bir coğrafi niteliği var. İstanbul ve İzmir'de bisiklet kullanmaya teşvik ettiğimiz bazı arkadaşlarımız hemen yüksek tepelerden ve dik yokuşlardan yakınarak bu şehirlerde bisikletin ulaşım amaçlı olarak kullanılamayacağından dem vuruyorlar. Eskişehir'de böyle bir bahane yok. Dümdüz şehir işte kardeşim. Ak git, ak git!

Günün her saatinde caddelerde bisiklet görebiliyorsunuz. Sabah kahvaltısından sonra kalk, şöyle bir dolaş, Cengiz Topel Caddesi'nde vızır vızır bisikletçi trafiği var. Öğle vaktinde yine aynı! Akşamı ise ayrı bir cümbüş! Kimi noktalarda ben arabadan çok bisiklet saydım. Allah'ım sen aklıma mukayyet ol! Gece gece ihtiyaç hasıl olduğundan bebek bezi almaya nöbetçi eczaneye kadar gideyim dedim, yollarda araba kalmamış ama hâlâ bisikletle bir yerden bir yere gideceğim diye çabalayanlar var. Bazıları sağa sola çok yalpalıyordu; eee meret şişede durduğu gibi durmuyor ki kardeşim! Porsuk çayına yakın bir yerde bunun da heykeli vardı. Şimdi yerini tam hatırlayamadım.

Bu şehirde bisiklet, bir haftasonu eğlencesi değil bir ulaşım aracı olarak algılanıyor. İnsanlar işe, okula, çarşıya, pazara giderken bisiklet kullanıyorlar. Büyük bir kitle tarafından bisiklet, şehir yaşamının doğal bir parçası hâline getirilmiş. Otobüs bilet ücretinin 2.70 olmasının bundaki payı ne kadardır bilemeyeceğim; fakat tek başına bir yerden bir yere gidip gelecek olan biri araç ya da toplu taşıma kullanmak yerine, genellikle bisiklet kullanıyor. Yürüyenler de çok tabii. Kaldırımları berbat! Yürüyelerin bir kısmı bu yüzden bisiklete yönelmiş olabilir. Ben bebek arabasıyla pek rahat edemedim. Kaldırımda pata küte gidince bebek pek mutlu olmuyor, bebek mutsuz olunca doğal olarak baba da sinirli oluyor. Umuyorum ki ülkemizin nitelikli belediye başkanlarından biri olan Eskişehir belediye başkanımız mesajı almıştır. 

Bazı şehirlerde hobi kullanıcıları, bazılarında sportif amaçlı kullanıcılar, bazılarında ise ulaşım amaçlı bisiklet kullananlar ağırlıktadır. Eskişehir'de ise her cinsten bisikletçi var ve bana hangisi daha yoğun diye soracak olursanız bence ulaşım amaçlı kullananlar yoğunlukta. Fakat buraya bir ilave yapmalıyım ki genç- yaşlı, kadın-erkek herkes bisikletin üzerinde. Bazı şehirlerde kadınları bisiklete binerken görmek mümkün değilken ya da şöyle karikatürize edeyim, bazı şehirlerde bisiklete binen kadın görünce denizkızı görmüş Osmanlı levendi gibi gözlerimiz fal taşı gibi açılırken, Eskişehir'de bu durum vaka-i âdiye hükmündedir. Bu şehirde kadınlar bisiklete binebiliyor. Kadın bisikletçi dostlarımız ne demek istediğimi anladı kanımca.

Benim gözlemleyebildiğim kadarıyla Eskişehir'de araç kullanıcıları bisiklete karşı hoşgörülü davranıyorlar. En azından yol denen uygar insan icadı nesnenin sadece motorlu araçlar için değil herkes için yapıldığını anlamış sürücüleri var. Her şehirde olduğu gibi burada da trafikte araç yolunu bisiklet ile paylaşmaya tahammül edemeyen angutyus familyasından kimseler mevcut tabii ki; fakat oran oldukça düşük. Haaa bir de her şehirde olduğu gibi makyajlı arabalardan, 34 ya da 06 plakalardan da uzak durmak gerekiyor Eskişehir'de, ne olur ne olmaz.   

Şehir merkezinde bisiklet kilitlenmemiş bir elektrik direği bulabilen beri gelsin! (Abartıyorum tabii ki!) Abartmıyorum, insan uygarlığının son iki yüzyılına şahit olmamış bir Afrika kabilesi mensubu kardeşimiz eskaza Eskişehir'e düşse elektrik direklerinin kablo taşımak için değil de bisiklet kilitlemek için icat edildiğini sanabilir. Bir şekilde şehir merkezine bisiklet park alanlarının yapılması şart. Çölde bir uygarlık vahası yaratan başkan buna da bir çözüm bulur muhtemelen!

Benim tespit edebildiğim kadarıyla 10'dan fazla fixieci var bu şehirde. Benim tespit ettiklerimden daha fazlası da vardır muhtemelen. Kemal Tahir'den esinlenerek "Ulan iyi, ulan aferin!" Çılgın Fixieciler Tarikatı'nın Eskişehir ayağı oldukça sağlam temeller üzerinde yükseliyor. Dümdüz bir şehir olan Eskişehir'de freni ve vitesi olmayan, sabit dişli prensibine göre çalışan fixienin yayılma alanı oldukça geniş bence. Bu şehir ileride bir fixieci şehri olursa şaşırmam. Buradan Eskişehirli fixiecilere sesleniyorum: Derhal bir sosyal medya grubu açılıp o grup üzerinden örgütlenilecek, ilk Alley Cat etkinliğinize 500 kilometreden gelip de katılmayan fixiecinin yokuş aşağı giderken zinciri kopsun, e mi? Ne kadar ağır bir beddua ettiğimi fixieciler anladı kanımca. 

Her gün ikişer üçer tane farklı marka ve modellerde klasik yol bisikletine denk geldim. Anlayabildiğim kadarıyla Eskişehir'de klasik yol bisikletlerinin hastası da kullanıcısı da çok. Klasik yol bisikleti kullanıcılarının bu kadar çok olması benim için değerli bir ölçüt. Çünkü en kaliteli karbon kadroları bile bir süre kullandıktan sonra çelik kadrolara geri dönen pek çok usta bisikletçi tanıyorum. Çeliğin sürüş hissi çok farklı. Diğer metaller onun yerini tutmuyor. Bir de STI fren vites kollarının çağında hâlâ alt boruya sabitlenmiş çevirmeli viteste ısrar eden bisikletçi dostlarıma saygı duyuyorum. Ben de, eğer bulabilirsem, en kısa zamanda böyle bir çelik kadrolu klasik bisiklet edinmeyi düşünüyorum.

Eskişehir'in bir bisiklet şehri olmasında üniversitenin yeri ve önemi büyük. Ya da şöyle genelleyelim: Eskişehir'in bir "uygarlık şehri" olmasında üniversitenin katkısı büyük! Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampüsü'nde bisiklet kilitlenmemiş bir direk, yere ve duvara sabitlenmiş bir metal parçası bulmak mümkün değil. Neden? Bisiklet park alanı yok mu? Olmaz olur mu hiç? Park edecek yer bulabilirseniz eğer direkler yerine oraya park edebilirsiniz! Tabiî ki burada Eskişehirlilerin katkısını küçümsemeyi amaçlamıyorum. Aksine şehrin yerlileri de sıkı pedalşörlerden oluşuyor. 50 yaşındaki amcaları, teyzeleri bisiklet üzerinde gören 20 yaşındaki üniversiteliler de onlara özeniyorlar diyelim ve konuyu bağlayalım. Ne şiş yansın ne kebap! 

Eskişehir'deki bisiklet toplulukları "eskisehirbisiklet.com" adlı bir internet sitesi kurmuşlar. Eskişehir'de bisiklet adına çalışan bütün grupların ortak platformu olmasının yanısıra etkinlik duyuruları da bu site üzerinden yapılıyor. Ayrıca bisiklet tamir ve kiralama noktalarını da buradan öğrenebilirsiniz. Bu siteden edindiğim bilgilere dayanarak Eskişehir'de 4 farklı bisiklet grubu var diyebilirim. Velesbid Eskişehir Bisiklet Derneği, PAB Perşembe Akşamı Bisikletçileri Eskişehir, Bisikletliler Derneği Eskişehir Temsilciliği, Esbike Eskişehir Bisiklet Topluluğu. Ortak bir platform etrafında toplanmışlar. Diğer şehirlerde amip gibi bölünerek çoğalan bisiklet topluluklarına örnek olmasını diliyorum. Farklı olmak güzeldir, birlikte hareket etmek ise güçlü kılar.

Eskişehir'de bulunduğum tarihler arasında Velesbid Bisiklet Evi etkinlikleri yapılıyordu. Şehirde bulunma amacım farklı olduğundan Velesbid Bisiklet Evi etkinliklerine katılamadım; fakat sosyal medya hesaplarından takip edebildiğim kadarıyla harika bir etkinlik olduğunu söyleyebilirim. Emeği geçenleri tebrik etmekten başka elimden bir şey gelmiyor. Etkinlik ile ilgili ayrıntılı bir yazı yazmak isterdim; ama katılmadığım etkinlik hakkında yazmak etik gelmedi bana. Umuyorum ki bu sene etkinliğe katılan bisikletçi dostlarımızdan biri uygun bir mecraya uzun uzun yazarak bisiklet camiasına bu etkinliği tanıtacaktır. Etkinliğe katılanlardan bazıları 3 günde 5 kilo aldıklarını iddia ediyorlar. Valla ben onların yalancısıyım!

Bir de Critical Mass'a denk geldim Eskişehir'de. Hiç lafı dolandırmadan durumu özetleyip geçeceğim. Size şöyle özetleyeyim: Espark'ın önünde tramvay beklerken önümden Critical Mass etkinliğine katılan bisikletçiler geçmeye başladılar. Hemen telefonu çıkarıp video çekmeye başladım. Son bisikletçi de önümden geçtiğinde video kaydı 7 dakika 20 saniyeyi gösteriyordu. Gerisini siz hesap edin işte. Umuyorum ki yazıyı okuyan arkadaşlar için "salt çoğunluk" sağlanmıştır. Eskişehir'in bir bisiklet şehri olduğuna yönelik yargımı kanıtlamak için sunacağım en önemli kanıt budur.

Eskişehir'de bisiklet konseptli bir kafe de var: Pedal Kafe! Tur öncesinde veya sonrasında kafede buluşan bisikletçiler mi dersiniz, çarşıya pazara giderken bi çay kahve içelim diyerek uğrayanlar mı dersiniz... Her çeşit bisikletçinin Eskişehir'de uğrak mekânı olmuş bir yer burası. Cafeyi işleten insanlar da bisikletten anlayan, bisiklete bir ömür adamış insanlar. (Kafeyi eski bir millî bisikletçimiz ve ailesi işletiyormuş. Sonradan öğrendim.) Her bakımdan donanımlı ve değerli insanlar olduklarına kalıbımı basarım. Ben birkaç bardak çaylarını içme ve o muhteşem sohbetlerinden yararlanma şerefine nail olabildim sadece. Kafeyi işletenler, kafede çalışanlar, kafeye takılanlar hepsi de bisiklete gönül vermiş kaliteli, duyarlı, güzel insanlar... Siz siz olun Eskişehir'e bir şekilde yolunuz düşerse Pedal Kafe'de çay kahve içmeden geri dönmeyin. Hem muhteşem bir bisikletçi muhabbeti hem de her anlamda bisiklet için tasarlanmış bir ortamda bulunma ayrıcalığı sizi bekliyor.

Bisiklet kiralamak istiyorsanız bunu sağlayan pek çok işletme var. Genellikle MTB, şehir ya da katlanır bisiklet kiralıyorlar. Yol bisikleti kiralayan yok maalesef. Eskişehir'i bisikletle gezmek istiyorsanız saati 5 liradan bisiklet kiralayabiliyorsunuz. Ayrıca Odunpazarı Belediyesi İzmir'deki Bisim uygulamasına benzer bir bisiklet paylaşım platformu yapacakmış(Esbis). Umarım başarılı olurlar. Ben de bir iki saatlik boş zamanımı değerlendirerek bisiklet kiraladım. Kiraladığım bisiklet katlanır bir bisikletti. Şunu söyleyebilirim ki katlanır bisikletle Eskişehir'e katlanmak daha kolay. Şaka yapıyorum, hemen celallenmeyin yahu!

Bamumu Heykeller Müzesi'ni gezerken Aziz Nesin'in heykelinin olduğu bölümün arkasındaki duvarda, Türkiye'de bisiklet ile ilgilen hemen herkesin tanıdığı bir ismin çizimleriyle karşılaşacaksınız. Şaşırmayın! Ben sizin adınıza şaşırdım! 😂😂😂😂😂 Ve şaşkınlığımı etraftaki diğer müze gezenlere de bulaştırdım. Ertaftaki en az 10-15 kişiye deli gibi duvarda asılı bulunan, bisiklete ters binen bir Aziz Nesin çizimini yapan Aydan Çelik'in kim olduğunu anlattım. Güvenlik görevlisi gelince tabii ki normal insan taklidi yapmaya devam ettim. Eee o kadar da değil yâni!

Eskişehir'de bisiklet takımı var mı? Ben biraz araştırdım bulamadım. Bireysel olarak yarışları katılan birkaç yol ve dağ bisikletçisi var. Bunlar da kendi imkânlarıyla yarışıyorlar diye biliyorum. Sonra biraz daha eşeleyince bir takım buldum. Eskişehir Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde çalışan bir bisiklet takımı varmış. Antrenör Gökay Konuk bu çalışmaları yönetiyormuş. Çalışmalarında kendilerine başarılar diliyorum. Benim ulaşamadığım başka bisiklet takımları da varsa Eskişehirli arkadaşlar bilgilendirsin, bu bölümü güncelleyeyim. 

Eskişehir her açıdan bir bisiklet şehri olmanın imkânlarına sahip. Hattâ Türkiye'nin nesnel koşullarına göre bir bisiklet şehri olmuş bile. Birkaç yıl sonra Avrupa Bisiklet Şehri yarışmasında Eskişehir birinci olursa şaşırmamak gerekiyor. Eskişehir'e bir gök taşı düşüp de buradaki uygar toplumu topyekûn yok etmediği müddetçe Eskişehir'de bisikletin gelişmesine hiçbir koşulda engel olunamaz diye düşünüyorum.

Haa bir de Espark'ın önündeki trafik tabelasına Tiagra 4700 setli bir Carraro'yu kilitleyen arkadaşın cesaretine hayran kaldığımı söylemeden geçmek istemiyorum. Yol bisikletçiliğinin Cesur Yürek'i sensin! 👏👏👏👏👏 Kanımca anladınız siz onu! 😂😂😂😂😂

Son olarak şunu söylemek istiyorum: Sıkıcı bir yazı olmaması ve daha fazla insan tarafından zevkle okunması için bu yazıyı makale üslubu yerine daha şen şakrak bir üslupla yazarken sürç-ü lisan ettiysem affola! Samimiyetime verin, sevgili dostlarım!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder