Günlük ulaşım ihtiyacını bisikletle karşılamak isteyen insanları düşündüren en önemli sorun terlemedir. Herkes işe bisikletle gitmek ister ancak hiç kimse terli bir biçimde de akşama kadar çalışmak istemez. Şehirlerimizde bisikletli ulaşımın gelişmemesinin en önemli sebeplerinden biri terlemedir. Şehirlerimizde yeterli miktarda bisiklet yollarının olmaması ya da trafikte karşımıza çıkması muhtemel tehlikeler bisikletli ulaşımın gelişmesine terleme sorunu kadar engel teşkil etmiyor.
İşe bisikletle gidip gelmelerini tavsiye ettiğim normal insanların tamamının terleme konusunda büyük endişeler taşıdığını görüyorum. İşe bisikletle gidip gelen anormal bir insan olan bana ilk sordukları soru "Terlemiyor musun?" oluyor. İşe bisikletle gitmeme konusunda ortaya attıkları ilk bahane de yine "terleme" oluyor. Konuştuğum herkes bir şekilde işe bisikletle gitmek istiyor; ancak hiç kimse terlemek istemiyor. Anlayamadığım bir nokta var burada: İnsanların hayvan gibi otobüslere-metrolara doldurulduğu toplu taşıma araçlarında da terliyorlar ama bunu hiç dert etmiyorlar. Fazla benzin yakmasın diye klimasını açmadan kullandıkları otomobillerinde bir türlü açılıp da akmayan trafiğe karşı sinir krizleri geçirip ağız dolusu söverek işe gidip gelirken de terliyorlar; ama bunu da hiç dert etmiyorlar.
Yaklaşık olarak 5 yıldır işe bisikletle gidip geliyorum. Her gün terliyorum. Ama hiç kokmuyorum. Peki, bunu nasıl başarıyorum. Yıllardır işe bisikletle gidip gelen biri olarak bu konuda kendi yaşamsal pratiğimden elde ettiğim çözüm yollarını size sunmak istiyorum. Bu çözüm yollarını uygulayıp uygulamamanızı ise pek önemsemiyorum. Zira ben hâlimden memnunum. Bu yöntemler beni temiz tutmaya yetiyor. Sizi de temiz tutmaya yetebilir diye düşünüyorum. Benden önermesi. Uygulayıp uygulamamak size kalmış. Hatta sizlerin de terlememe konusunda yahut terledikten sonra kokmama konusunda birtakım pratik yöntemleriniz vardır mutlaka. Benim önerilerimden farklı yöntemleriniz varsa siz de yorumlarda bunlardan söz edebilirsiniz. Ben de sizin yaşamsal pratiğinizden farklı bir şeyler öğrenebilirim diye düşünüyorum.
Öncelikle terleme nedir, insan neden terler oradan başlayalım. Vücut ısımızı sabitlemek için ter bezlerinin sıvı üretmesi olayına terleme diyoruz. Bu açıdan bakarsak, vücudun soğutma sistemi terlemedir. Otomobillerde radyatörün yaptığı işi vücudumuz açısından terleme yerine getiriyor. Artan vücut ısısını düşürmek ve sabitlemek için ter bezleri sıvı üretir ve bu sıvıyı deri aracılığıyla dışarı atar. Bu sıvı kirli bir sıvı değildir. Bilinenin aksine ter kokmaz. Terin kendi kokusu yoktur. Koku, terli bölgenin ıslak kalması sonucunda o bölgede üreyen mikroorganizmaların ürünüdür. Yani kokan şey sizin teriniz değildir, terledikten sonra kurulanmayan vücutta türeyen bakterilerdir.
Herhangi bir hastalığın belirtisi olarak ortaya çıkmıyor ise terleme gayet sağlıklı ve doğal bir süreç. Bir vücudun ısınınca terlemesi gayet doğal ve sağlıklı bir durum. Sözgelimi koşunca terlerseniz bunu pek dert etmeyin, terlemiyorsanız işte o zaman sorun büyük. Terlediğiniz için suçluluk duymayın, bu çok saçma bir şey. Yemek yemeye ihtiyaç duyduğunuz için suçluluk duyuyor musunuz? Yahut tuvalete gittiğiniz için? Peki, gaz çıkardığınız için? Ya da sevdiğiniz biriyle seviştiğiniz için suçluluk duyuyor musunuz siz?
Bunların tamamı bedeninizin temel işleyiş mekanizmasının yâni doğasının bir ürünü. Bunları yaptığımız için utanç duyamayız. Ancak bunları yapmanın belli toplumsal kuralları var. Ortalık yere dışkılamaya çalışamazsınız, toplum içinde gaz çıkaramazsınız, açık alanlarda sevişemezsiniz, yemek yemeye ayrılmış mekânlar dışında yemek yiyemezsiniz. Bunlar çok büyük kabalık, değil mi? Terlemek de vücudumuzun doğal bir sürecidir; ama terledikten sonra temizlenmediğimiz için ortaya çıkan kokuya çevremizdeki insanları katlanmak zorunda bırakmak çok büyük bir kabalıktır.
Terledikten sonra kokmak istemiyorsanız terledikten sonra yıkanmalı yahut bir şekilde vücudunuzu kurulamalısınız. Koku yaratan bakterilerin üremesine imkân sağlayan ıslaklığı yok ederek kokuya engel olabilirsiniz. Ben işe bisikletle gidip terledikten sonra kokmamak için şu yöntemleri kullanıyorum. Belki sizin de işinize yarar.
1. Her gün sabah bir, akşam bir yıkanırım. Yaz kış bu düzende bir değişiklik olmaz. Gün içinde bisiklet sürüp terlesem de kokunun oluşumuna imkân vermeden yıkanmış olurum.
2. Bir gün giydiğim iç çamaşırını asla ama asla ertesi gün giymem. Her gün düzenli olarak iç çamaşırlarımı değiştiriyorum. Gün içinde terlemeyle ıslanmış olsalar da ertesi gün aynı çamaşırları kullanmadığım için koku üretemiyorlar.
3. Sabah iş yerine gittiğimde değiştirmek üzere bir adet iç çamaşırı takımını bisiklet çantama akşamdan yerleştiriyorum. Çantam su geçirmez olmasına rağmen yine de çamaşırları iyice katlayıp kilitli buz dolabı poşetinin içine yerleştiriyorum.
4. Başka bir poşete de küçük bir havlu koyup akşamdan çantama yerleştiriyorum. Ertesi gün iş yerine gittiğimde çok terlemişsem iş yerimin tuvaletinde havlu ile vücudumu iyice kuruladıktan sonra iç çamaşırlarımı değiştiriyorum.
5. Böylece duş almadığım hâlde iş yerimde kuru ve temiz kalmayı başarabiliyorum. Sabah iş yerime bisikletle giderken terlemiş olmama rağmen kendimi kuruladıktan sonra iç çamaşırlarımı değiştirdiğim için akşama kadar kuru bir şekilde işimi yapabiliyorum. Kimsenin ruhu duymuyor. Tuvalete çantayla girip çantayla çıkmam dışında dikkat çekecek bir davranış yok. 007 Bisikletçi James Bond iş başında!
6. Akşam işten çıkıp eve bisikletle dönüyorum. Genelde yolu uzatarak eve dönüyorum ve doğal olarak daha çok terliyorum. Eve girer girmez ilk işim banyoya gidip yıkanmak oluyor. Tabiî ki yıkadıktan sonra temiz çamaşırlar giyiyorum. Terli çamaşırları makineye atıyorum.
Gördüğünüz gibi herkesin bildiği temel temizlik kuralları dışında mucizevi şeyler yaparak terleme ve onun sonucu olan kokudan kurtulmuyorum. Kişisel bakım ve temizliğime dikkat etmenin dışında yaptığım tek şey iş yerime her gün bir takım iç çamaşırı götürmek ve onu iş yerimde buna müsait bir alanda değiştirmek oluyor. Öyle kimsenin bilmediği bir numarası yok yâni. Atomu parçalamaktan kolay! Ter kokusunu perdelemek için parfüm yahut terlemeyi engellemek için deodorant gibi doğal olmayan kimyasal maddeleri kesinlikle vücuduma sürmüyorum. Çünkü benim vücudum kâr amaçlı kimya şirketlerinin pazar alanı falan değil. Benim vücudum benim kararım!!!
Günlük rutin hâline getirilen birtakım yaşamsal ilkeler sayesinde bisiklet sürerken de temiz ve kuru kalabiliyorsunuz. Bahaneler icat etmeden, bizi esir alan ve işlevsel olmayan yanlış günlük rutinlerimizden kurtularak terlemeye çözüm bulabiliyoruz. Basit birtakım ilkesel değişiklikler ile işe bisikletle gidip gelirken bile ter kokmuyor, temiz ve kuru kalmayı başarabiliyoruz. İşin tek olumsuz yanı evdeki çamaşır makinenizi birazcık yoruyorsunuz. Ama işe bisikletle gidip gelerek elde ettiğiniz kazanımların yanında makinenin fazla çalışmasının lafı mı olur allasen?
Bu önerilere bile "İş yerimde çamaşır değiştirebileceğim bir yer yok!" bahanesini ileri sürerek kendi uyuşukluğuna kılıf ayarlamaya çalışanlara söylenecek bir sözümüz yok. Onların hayatta karşılaştıkları her soruna uygun birer bahaneleri vardır zaten. Uyuşukluk karakterleri olmuş. Onlara ne deseniz kâr etmez. Onları bisikletli bir yaşama ikna etmenin imkânı kalmamıştır. İğrenç toplu taşıma araçlarında kan ter içinde işe gidip gelmek onların hak ettikleri bir yaşam tarzı. Ellemeyin. Çeksinler.
(Burada sağlık sorunları yüzünden bisiklet binemeyecek durumda olan insanlar için bir parantez açmak istiyorum. Onlar tabii ki toplu taşıma araçlarını kullanacaklar; çünkü kullanmak zorundalar. Umuyorum ki en kısa zamanda bisiklet sürebilecek kadar sağlıklı olurlar ve onları da bisikletli yaşamda aramızda görebiliriz. Ekonomik durumu yüzünden bir bisiklet sahibi olamayanları da bu konuda ayırıyorum. Onlar da toplu taşımaya mecbur edilen insanlarımız. Yiğidin töresinde mazluma vurulmaz!)
Hiçbir geçerli bahanesi olmadan toplu taşıma araçlarında yahut akmayan metropol trafiğinde ömür tüketenlere ne söylenebilir ki zaten? Onlar toplu taşıma araçlarında el âlemin ağız kokusunu çekerek, sıkış tepiş bir ortamda sicim sicim terleyerek işe gidip gelsinler; biz bisikletlerimiz üzerinde sadece kendi ter kokumuzu çekerek püfür püfür işe gidip gelmeye devam edeceğiz.
Anlayana kıssadır vesselâm!
EK 1: Son kısım bazı arkadaşlar için biraz ağır ve kırıcı olmuş galiba. Kendilerine kesinlikle katılmadığımı belirterek onlara birkaç soru yöneltmek istiyorum. Ve yanıt bekliyorum. Benim toplu taşıma araçlarını kullananlar hakkındaki bazı ifadelerimi eleştirenlere soruyorum: Yani siz toplu taşıma araçlarına insanların hayvanlar gibi doluşturulmadığına mı inanıyorsunuz? Yani siz toplu taşıma araçlarında başkalarının ağız kokusunu çekmeden yolculuk yaptığınıza mı inanıyorsunuz? Yani siz yaz sıcağında klimasız araçlarda sicim sicim terlemediğınizi mi iddia ediyorsunuz? İlginç. Sizlerin aşağılama dediğiniz şeylerin tamamı nesnel gerçekliktir. Bir otobüse 120 insan kapasitesi vardır yazmak ve 120 insanı o otobüse binmeyin mecbur kılmanın kendisi aşağılamadır. Bizleri insanlık dışı toplu taşımaya mecbur ve muhtaç eden zihniyete tek kelime söylemeden o zihniyetin yarattığı ortamın sonuçlarını nesnel bir şekilde tahlil eden bir yazarı, insanları aşağılamakla suçluyorsunuz. Acaba bir kere bile kendinize sordunuz mu? Biz neden bu otobüslere-metrolara sıkış tepiş binmek zorunda bırakılıyoruz? Neden biz böyle bir toplu taşıma düzenine karşı başkaldırmıyoruz? Asıl sormanız gereken sorular bunlar. Önce bir bunu sorgulayın. Sonrasına bakacağız artık!
Selam , terleme süreci sonunda oluşan bakterilerin bozulması kaynaklı kokunun da parfüm üreticileri lobisinin bir oyunu olabileceğini düşündünüz mü?
YanıtlaSilaslında sadece ter kokusu gayet doğal bir koku , insan burnu pekala alışabilirdi:)
Kendi ter kokuma alışmayı başarabilseydim bu kadar zahmete girmeme gerek kalmayacaktı. Alışmayı denedim ama olmadı. 😊
SilGerçekten çok kişinin takıldığı temel bir soruna tutarlı bir çözüm getirmişsiniz. Terlemenin bir diğer çaresi de elektrikli bisiklet. :)
YanıtlaSilDeğerli yorumunuz için çok teşekkür ediyorum. Elektrikli bisikleti terleme için değil de yaşlanma için bir çözüm olarak gördüğümü de belirtmek istiyorum. 😉
Sil