Bisiklet yolları üzerine kaleme aldığımız yazı dizisinin üçüncü bölümünde başarılı bulduğum bisiklet yollarını ve bunların genel özelliklerini inceleyerek kapsayıcı bir sonuca ulaşmayı umuyorum.
Türkiye'de yapılmış ve başarıya ulaşmış pek çok bisiklet yolu var. Ama ben bunlardan kullanma imkânına eriştiğim birkaç tanesini örnek vereceğim. Deneyimlemediğim yollar hakkında şöyle güzel böyle harika diye atıp tutmayacağım. Benim deneyimlediklerim arasında birkaç tane iyi örneği seçip onlara odaklanacağım. Bu dar örneklemden hareketle, yine bu dar örneklemden çıkarılabilecek yargılarda bulunacağım. Lütfen bu yargıların vaka analizi olduğunu unutmayalım. Türkiye'deki bütün bisiklet yollarını kapsayan bir yargıda bulunuyormuşum gibi eleştiriler sunmayalım.
İzmir'de yapılan ve başarılı olduğuna inandığım bisiklet yolu örneği İzmir Körfezi'nde boydan boya uzanan bisiklet yoludur. Bu yolun tek kusuru bağlantı noktalarının bir türlü tamamlanarak kesintisiz bir yol hâline getirilememesidir. Belediyenin beceriksizliği yüzünden bir türlü birleştirilemeyen bu yol İzmirlilerin bisiklet konusundaki can damarı... Hafta sonu tam bir bisikelt şöleni hâline geliyor. Her sınıftan bisikletlinin kendi çapında bisiklete binerek zevk aldığı bir alan yaratılmış. Eksikleri var, kusurları var; ama yine de var... İnsanları orada bisiklet sürmek için toplayabiliyor. Neden? Çünkü dünyanın en zevkli sahil bisiklet yollarından bir tanesi. Hafta içi sakin, hafta sonu karnaval. İnsanlara bol bol deniz havası alarak bisiklet sürme olanağı tanıyan bu bisiklet yolunu oldukça başarılı buluyorum. Zira her gün binlerce insanı üzerinde toplayabiliyor. Ulaşım amaçlı olarak bu yolu kullanan çok az insan var. Genellikle eğlenceli bir hafta sonu bisiklet etkinliği için kullanılıyor. Hafta içi ise evi bisiklet yoluna yakın olan kimselere düşük tempoda zevkli bir spor yapma olanağı tanıyor.
İstanbul'da Pendik-Caddebostan arasında toplamda 24 kilometrelik kesintisiz bir bisiklet yolu mevcut. Deniz kenarından Caddebostan ile Pendik arasını pedallayarak geçebiliyorsunuz. Günün her saatinde bu bölgede yürüyen, bisiklet süren insanlar görebilirsiniz. Her çeşit bisikletliyi bu yolda gözlemlemeniz mümkün. Amatör bisikletçiler, hobi bisikletçileri, bisikletle gezintiye çıkanlar, kiralık bisikletliler vs. İş yeri bu rotanın üzerinde bulunan hemen hemen herkes haftada birkaç kere bile olsa bu yolu kullanmaya çalışıyor. Deniz kenarında ferah feza bir ortamda spor yapma olanağı tanıyan bu bisiklet yolunun yoğun olarak kullanıldığını gözlemliyoruz. Yol üzerinde ciddi anlamda bir bisikletli trafik yoğunluğu var. Üzülerek söylemeliyim ki birkaç yıl sonra artan bisikletliler yüzünden bu yol ihtiyacı karşılayamayacak. Genişletilmeli yahut alternatif bir rota belirlenmelidir.
Samsun sahilini boydan boya takip eden bisiklet yolu yer yer deniz kenarından yer yer sahil yolundan devam ediyor. Ben sadece hafta sonu kullanma şansına eriştim. Spor için kullanan sayısı çoktu. Çocuklarını alarak orada bisiklet sürmeye gelen babalar da vardı. Bir ara soluklanmak için oturduğum bir bankta kronometremi çalıştırdım. 10 dakikada 73 bisikletli geçti önümden. Oldukça tatmin edici bir rakam bence. Ayrıca Batıpark'ın iç kesimleri bisiklet yolu olmamasına rağmen bisiklet kullanımına açık. Parkın iç kesimlerinde hafta sonu yüzlerce kişinin bisiklete bindiği görebilirsiniz. Bu bisiklet yolu şehrin doğu ucunu batı ucuna bağlıyor. Bu güzergâh üzerinde işi olanların hafta içinde işlerine bu yolu kullanarak gidip geldiğini biliyorum. Ancak Samsun gibi büyük bir şehirde kaç kişi bu yolu ulaşım amaçlı olarak kullanıyor? Şehir nüfusunun önemsiz bir azınlığı... Yol genellikle spor amaçlı bisiklet kullananların tercihi. Zaten Samsun şehri kuzey-güney istikametinde bisiklet yolu inşa etmeye müsait bir şehir değil. Çok dik yokuşları var. Denizden birkaç kilometre sonra dik ve sert yokuşlar başlıyor. Klasik bir Karadeniz şehri. Coğrafya kaderdir sonuçta.
Marmaris Belediyesi bisiklet yolları konusunda harekete geçen ilk belediyelerden biriydi. Bisiklet yolları günümüzdeki kadar popüler değilken ilçe halkı ve esnafını da karşısına alarak ilçe merkezine bisiklet yolları yaptı. Bu konuda çok eleştirildi, yargılandı. Ancak sonuca baktığımızda Marmaris kent merkezinde bisiklet kullanımının arttığını gözlemliyoruz. Marmaris'in bisiklet yolları her yaştan her milletten insanın üzerinde etkin olarak pedal çevirdiği bisiklet yolları hâline geldi. Marmaris'te bisikletin gelişiminde yapılan bisiklet yollarının katkısını inkâr edemeyiz; fakat bu gelişimde en büyük katkıyı Marmaris'teki bisikletçi dostlarımızın etkin mücadelesi sunmuştur. Bisiklet satan ve tamir eden esnaflardan tutun da bisiklet topluluklarına kadar bisikletle ilgili bütün toplumsal bileşenlerin yıllar süren çabalarının bir meyvesi. Marmaris bir bisiklet kenti olarak ön olana çıkıyorsa bundaki en büyük katkı Marmaris halkını bisikletli bir yaşama inka eden, motive eden, yönlendiren Marmarisli bisikletçilerdir. Emeklerine sağlık! Türkiye'de bir ilk olan kentin bisiklet rotalarını oluşturma işini biz Marmaris'ten öğrendik. Marmaris Bisiklet Rotaları adlı altında yürütülen çalışmalara katkı sunan bütün bisikletçi dostlarımıza şükran borçluyuz.
Fethiye'ye ilk defa gittiğimde bu nazenin ilçemizde bir kilometre bisiklet yolu yoktu. Daha sonra Beş Kaza'nın başkenti Fethiye'ye defalarca gittim. Son yıllarda deniz kenarına yapılan bisiklet yolunu da kullandım. Harika bir yol. Bisiklet yolu nasıl yapılır, nereye yapılır, niçin yapılır sorularının tamamına net bir biçimde yanıt veren bir bisiklet yolu olarak örnek gösterebilirim. Bu yolun tasarımından uygulamasına kadar emeği geçen herkesi kutluyorum. Fethiye Belediye başkanına da teşekkür ediyorum. Bisiklet yolu günün her saatinde bisikletliler tarafından etkin bir biçimde kullanılıyor. Fethiye'de bisiklet tamir, bakım ve onarımı yapan esnaf dostlarıma sordum. "Yolun size bir faydası oldu mu?" Bisiklet yolunun bisiklet satışlarını ve kullanımını inanılmaz düzeyde arttırdığı yanıtını aldım. Fethiye, bisiklet yolu yapılmadan önce de bisikletin günlük hayatta etkin bir biçimde kullanıldığı bir ilçemizdi. Bisiklet yolu bu etkin bisiklet kullanımını daha da arttırmış durumda.
Konya her açıdan her bağlamda Türkiye'de bisikletin başkentidir. Bisiklet sporu bağlamında da bisiklet kullanımı bakımından da en ileri şehrimiz burası. Bisiklet sporu açısından düşünecek olursak tam bir bisikletçi fabrikası. Lisanslı sporcu sayısı bakımından da takım sayısı bakımından da Türkiye'nin öncü şehri Konya! Bisiklet sürmek için uygun bir fizikî yapıya sahip olan bu şehrimizin bisiklet konusunda Türkiye'ye öncülük etmesinin birçok nedeni var. Bisiklet sporundaki bu öncü kimliğini günlük hayatta bisiklet kullanımının arttırılması konusunda da sürdürmek isteyen Konya şehir içinde yüzlerce kilometrelik bisiklet yolu tasarlayıp bunları yapmayı başararak bu alanda da öncülüğü ele aldı. Bu konuda emeği geçen herkese teşekkür etmeliyiz.
Konya Belediyesi şimdiye kadar toplamda 600 kilometreye yakın bisiklet yolu yaptı, ancak bisiklet yolları yapıldıktan sonra Konya'da bisiklet kullanımı %2 azaldı. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!!! Bu rakamı duyduğumda ben de şok geçirdim. Her açıdan bisiklet kullanımına uygun, yönetmeliğe ve dünya standartlarına göre 600 kilometre bisiklet yolu yapıyorsunuz ve bisiklet kullanım oranı düşüyor. İyi ki Konya belediye başkanı değilim. O kadar yatırım yap, sonra bisikletin kullanım oranı düşsün. İnsan kafayı yer ya! Tabii ki bunun makul sosyolojik ve ekonomik nedenleri mutlaka vardır. Ama nedeni her ne olursa olsun sonuç ortada. Bisiklet yolu yapıyorsunuz ve kullanımı düşüyor. Her şehirde böyle olacak diyerek bilim dışı bir genelleme yapmıyoruz. Bu doğru da değil. Ancak Türkiye'nin bisiklet şehri olarak bilinen Konya'da bu sonucun ortaya çıkıyor olması bisikletliler açısından her bakımdan olumsuz bir sonuç. Derinlemesine tartışılmalı ve irdelenmeli. Demek ki tek başına bisiklet yolu yaparak bisiklet kullanımını arttıramıyorsunuz. Konya pratiğinden öğrendiğimiz budur.
Ankara-Eymir Gölü'nde bisiklet yolu falan yok. Başarılı örnekler arasında bunu göstermiş olmamın ne anlamı var? Aslında Türkiye'de bisiklet yolları hakkında halktaki genel eğilim ve beklentileri göstermesi bakımından harika bir örnek teşkil ediyor Eymir Gölü. Ayrıca benim bisiklet yolları ile ilgili tezlerimi de çok iyi bir biçimde kanıtlıyor. Emir Gölü çevresini bırakın Ankara'da bir kilometre bisiklet yolu yoktur. (2020) Ama Türkiye'nin ikinci en büyük özel bisiklet kiralama şirketleri burada. Ben bir hafta boyunca Eymir etrafında bisiklet sürerek burayı deneyimleme şansına eriştim. Hafta sonu inanılmaz bir bisikletli yoğunluğu var. Hafta sonu Eymir'e giden ortalama bir Hollandalı "Burası bisiklet konusunda bizden daha gelişmiştir." gibi bir izlenime kapılabilir. Tabii ki sadece izlenimde kalır bu, o ayrı mesele işte... Eymir Gölü çevresi belli oranda trafiğe açık bir alan, ben hafta içinde hep araçlarla karşılaştım orada. Buna rağmen insanlar orada ya kendi bisikletleriyle ya da kiralık bisikletleriyle turlar yapmaya devam ediyorlar. Dikkatinizi çekerim, bir kilometre bisiklet yolu yok orada. Ama insanlar ısrarla orada bisiklet sürmeye devam ediyorlar. Neden? Ankara gibi bir çölde Eymir bir vaha! Şehrin göbeğinde nefes alabilecekleri tek alan orası. Girişine askerî barikat kurmadıkça insanların orada bisiklet sürmesini engelleyemezsiniz.
Başarılı bisiklet yollarının tamamındaki en büyük sorun yolların çoğu zaman yürüyüşçüler ya da mangalcılar tarafından gasp edilmesidir. Başarılı bisiklet yollarının bile birtakım kusurları var. Çimlerin sulanmasıyla ıslanan yolun kayganlaşması, yolun üzerinde yapılan alt yapı çalışmaları yüzünden kazılarak bozulan kısımların onarılmaması yahut geç onarılması, yol üzerinde yapılan çalışmalar sırasında uyarı levhaları asılmaması, araçların bisiklet yolunu kapatacak biçimde park etmesi gibi ülkemizin genel eğitim seviyesinin düşüklüğünden kaynaklanan sorunlar da var maalesef. Bisiklet yolunun kralını yapsan da oranın bisiklet yolu olduğunu bilmeyen insanlar yüzünden yol amacı dışında kullanıyor. Eğitimini vermediğin yeniliği topluma yerleştirmeye çalışmak kadar akıl dışı bir şey yok. Okulda trafik eğitimi var, ama bisiklet eğitimi yok. 18 yaşına girmeden araç süremeyecek çocuklara araçlarla ilgili birçok kural öğretiyoruz; fakat neredeyse her gün bisikete binen çocuklara bisikletler ile ilgili kuralları öğretmiyoruz. Saçmalık!!! Doğal olarak eğitimini almadığı bir şeyi hayatına uygulama fırsatı olmayan bu çocuklar ileride yetişkin olduklarında da aynı duyarsız davranışları devam ettiriyorlar. Her şeyde olduğu gibi bisiklet yolu konusunda da Eğitim Şart!
Halk tarafından yoğun biçimde kullanılan bisiklet yollarına baktığımızda bunların neredeyse tamamının trafikten uzak ortamlarda, doğaya yakın yahut doğayla iç içe yollar olduğunu gözlemliyoruz. Marmaris, Samsun, İzmir örneklerini incelediğimizde şehir içi trafikten uzak ortamlardaki bisiklet yollarının halk tarafından yoğun bir biçimde kullanıldığını görüyoruz. İnsanlar bu mekânlarda stresten uzak bir biçimde bisiklet sürmekten zevk alıyorlar. Ortalama zekâ sahibi her normal insan zevk aldığı şeyleri daha fazla yapmak ister. Zevk almadığı ama yapmak zorunda olduğu işleri de mümkün mertebe yapabildiği oranda az yapar. İnsanlar doğal alanlarda bisiklet sürmekten zevk alıyor ve bu eylemi sürdürüyor; insanlar şehir içi trafikte bisiklet sürmekten zevk almıyorlar, üstüne üstlük bundan acı duyuyorlar, yoğun stres yaşıyorlar ve bu eylemi sürdürmüyorlar. Şehir içi ulaşımda bisikletin kullanımını arttırmak isteyen kimseler, bunu insanlar için daha zevkli hâle getirmek zorundadır. Denklem bu kadar basit.
Doğayla iç içe yahut doğaya yakın ortamlardaki bu bisiklet yollarının kullanımını azaltmak için gayret etmediğiniz sürece insanlar bu yolları kullanmaya devam edecek. Zorlayıcı uygulamalar geliştirmediğiniz sürece buna engel olamazsınız. Bu insanları o yollarda bisiklet sürmeye ikna etmek için çaba sarf etmek de gereksizdir; çünkü zaten insanlar doğayla iç içe olmak için orada bisiklet sürmeye geliyorlar. Asıl amaçları bisiklet sürmek değil, doğayla iç içe olmak. Asıl amacı bisiklet sürmek olanlar da var tabii, onlar da bu amacı trafikte gerçekleştirmek yerine doğayı tercih ediyorlar. Bunlar profesyonel ya da profesyonele yakın seviyede bisikletçiler. Onlar bile trafik yoğunluğu az olan köy yollarını tercih ediyorlar. Sahil kenarındaki ya da doğanın içindeki bisiklet yolları bir gecede yok edilse de artık halk orada bisiklet sürme alışkanlığı kazandığı için bu hareketine devam edecektir. Bu yollarda bisiklet sürmeyi kanunla yasaklayıp alana bisikletle erişimi fiili olarak engellemediğiniz sürece halk burada bisiklet sürmeye devam eder.
Bisiklet yollarının yapılmasıyla bir düzeye kadar bisiklet kullanımını arttırabilirsiniz. Burada öncelik bisiklet kullananların sayısını arttırmaktır. Bir şehirde bisiklet kullanan bireylerin sayısını gözle görülür ve inkâr edilemez bir düzeyde arttırmadan yapılan bisiklet yolları kalıcı olamıyor. Başarılı bisiklet yollarının tamamında şunu görüyoruz: Doğayla iç içeler ve motorlu araç tehdidinden oldukça uzaklar!
Bisiklet yolları üzerine kaleme aldığımız yazı dizisinin bir sonraki bölümünde Strava Heat Map verileri üzerinden analizler yapacağız.
Pedalla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder